admin | 28 Temmuz 2017 | Genel, Spor
1915-1961 yılları arasında yaşamıştır. ÜNLÜ Türk güreşçisi. Samsun’un Kavak ilçesine bağlı Karlı köyünde doğdu, dedesinin köyü olan Emirli’de büyüdü. Güreşe orada başladı. 1938 yılında Ankara’da askerliğini yaparken minder güreşine çıktı. Bir yıl içinde Milli Takıma yükseldi. Oniki yıl süre ile 1939 – 1951 yılları arasında Ay – Yıldızlı mayo altındaki yerini muhafaza etti. Bu süre içinde katıldığı 7 şampiyonanın altısında şampiyonluğu kazandı. 1961’de Ankara’da vefat etti. Kabri oradadır.
ASLEN Kafkas Türklerindendir. Ecdadı Samsun’a muhacir gelmişti. Daha önce bebek sayılabilecek çağda iken cepheye giden babasının şehit haberi gelmiş, bu yüzden annesiyle birlikte dedesinin köyü olan Emirli’ye göçmek zorunda kalmıştı. Çocukluğunun geçtiği bu köyde güreşe başladı ve daha delikanlılığın eşiğinde iken yaman bir karakucak güreşçisi olarak adını bütün çevreye duyurdu.
Ankara’da askerliğini yaparken bir arkadaşının ısrarı ile Ankara Güreş Kulübü’ne girdi ve orada minder güreşine başladı. Zehir gibi acı kuvveti ve büyük güreş kabiliyeti ile bu güreşte de kendisini derhal gösterdi. Ancak kendisini pek tecrübesiz bulan yöneticiler onun Avrupa Şampiyonası’nda ezileceğini düşünerek kadroya almak istemediler. Millî Takımın Finlandiyalı antrenörü Onni Pellinen ağırlığını koyarak direnince kendisine takımda yer verildi. Böylelikle başarı dolu güreş hayatının ilk millî temasını 1939 Avrupa Şampiyonası sırasında Oslo’daa yaptı. Minder güreşindeki olanca acemilik ve milli maç tecrübesizliğine rağmen büyük bir varlık göstererek üç rakibini yendi, bir maçında ekseriyet yenik sayılarak Avrupa Şampiyonluğunu kaybederek ikinci oldu. O zaman, bu bile büyük başarıydı.
1940 yılında İstanbul’da yapılan Balkan Oyunları’nda güreş yaşantısının ilk şampiyonluğunu kazandıktan sonra, İkinci Dünya Savaşı’nın araya girmesiyle millî müsabakalardan uzak, altı yıllık bir duraklama devresine girilmişti.
1946 yılında tekrar rakipsiz eleman olarak Millî Güreş Takımımıza girdi. Aynı sene Stokholm’de yapılan Avrupa Şampiyonası’nda sıtmanın verdiği 40 derecelik hararetle mindere çıkmasına rağmen yaptığı altı güreşi de kazanarak 73 kilonun Avrupa Şampiyonu oldu. 1947 yılında Prag’da yapılan Avrupa Greko-Romen Şampiyonası’nda da Ay-Yıldızlı mayo altındaki yerini muhafaza etti. İlk kez «Demirperde Bloku»nun katıldığı bu şampiyona enteresan bir mahiyet taşımaktaydı. Zira Sovyet Rusya ve zevkleri bir demirperde ülkesinde yapılan bu şampiyonada tam bir ittifak içinde idiler. Yaşar, arkadaşlarına yapılan haksızlıkları gördüğü zaman, şampiyonluğu kazanmak için sadece Rus rakibini değil, Demirperde hakem blokunu da yenmesi gerektiğini gayet iyi anlamıştı. Bu azimle girdi güreşlere ve rakiplerini çatır çatır yendikten sonra finalde Rusya ile karşı karşıya kaldı. Güreşe fırtına gibi girdi. Rus’u tuttuğu gibi yere vurdu. Oyundan oyuna geçiyordu. Bir ara rakibinin sırtını yere yatırdı. Hakemler görmezlikten geldiler. Sonra bir tuş daha yaptı, o da aynı akıbete uğradı. Koca Yaşar kızmıştı. Olanca gazabı ile atıldı, çift sürer gibi sürdü Rus’u. Daha sonra hırsla rakibini çatır çatır çevirdi. Bir pestil gibi sırtüstü mindere serdi ve rakibinin göğsüne çıkıp oturdu. Teker teker bütün hakemlere baktı. Gözleri öfke ile doluydu. Hani «Bu da tuş değil mi be insafsızlar» der gibiydi. Hakemler istemeye istemeye «Evet» dediler. Tuşu da, şampiyonluğunu da bastıra bastıra kabul ettirmişti koca Yaşar…
Güreş Dünyası’nda İsveçlilerin deyimi ile bir «Kara Saçlı Kuvvet İlâhı» olarak parlayan Yaşar Doğu, büyük nâmını 1948 Olimpiyatları, 1949 Avrupa Şampiyonluğu ile de perçinledi. 1950 yılında Irak ve Pakistan’a yaptığı büyük turnede büyük kuvvet ve güreş bilgisini doğu âlemine tanıtmak imkân ve fırsatını da buldu.
1951 yılında Helsinki’de yapılan Dünya Şampiyonası’nda 87 kiloda Ay-Yıldızlı mayoyu giydi. Çok çabuk kilo alan, buna karşılık çok zor kilo veren bir bünyeye sahipti. Bu yüzden yıllar ilerledikçe sıkleti de yükseliyordu. Nitekim 67 kilo ile başladığı güreş hayatının son şampiyonluğunu Helsinki’de 87 kiloda kazandı. Böylelikle parlak güreş hayatına bir de Dünya Şampiyonluğu sıfatını eklemiş oldu.
Ay-Yıldızlı mayo altında yaptığı 47 maçın 46’sını kazanan Yaşar, bunların 33’ünde tuş yapmış, 11 maçını ittifakla, 1 ‘ini abandone ile, birini de ekseriyetle kazanmıştır. Galibiyetle sonuçlanan 46 güreşi 690 dakika sürmesi gerekirken, yaptığı tuşlarla bu süreyi 372 dakika 26 saniyeye indirmişti.
Güreş hayatını kapattıktan sonra Millî Güreş Takımımıza antrenör oldu. 1955 yılında antrenör olarak Millî Takımımızla gittiği İsveç’te ciddî bir kalp krizi geçirdi. Uzun bir tedavi gördü. Doktorlar kendisine iyi bakmasını, yorulup heyecanlanmamasını söylemişlerdi. Fakat bunu yapamadı. İsveç’ten döner dönmez tekrar kendini güreşe verdi ve 8 Ocak 1961’de Ankara’da bir kalp krizi sonucu vefat etti.
Kaynak: 100 Ünlü Türk,