admin | 30 Temmuz 2017 | Genel, Savaş Sanatı, Tarih
1874-1921 tarihleri arasında yaşamıştır. MEŞRUTİYET inkılâbı kahramanlarından biri, İttihat ve Terakki devrinin son sadrâzamıdır. Edirne’de doğdu. Fakir bir ailenin çocuğu idi. İlk ve orta tahsilini Edirne’de yaptı. İki yıl kadar Fransız Alyans Okulunda devam ederek Fransızcasını ilerletti. Selânik’teki Hukuk Mektebinde okudu. Edirne Posta İdaresinde memuriyete atıldı. İttihat ve Terakki’nin kuruluşuyla sivrildi. Sadrazamlığa kadar yükseldi. 1921 yılında da Berlin’de öldürüldü.
POLİTİKA hayatına Posta İdaresi’nde memur iken çok genç bir yaşta atılmıştı. Ancak politikaya karışmış olması kendisine pek pahalıya mal olmuş, üç yıl kalebendliğe mahkûm edilmişti. İki sene sonra affedilen Talât Bey, 1898 yılında Selanik ile Manastır arasında seyyar posta memurluğu yaptı, sonra Selanik Posta Müdürlüğü kâtipliğine tâyin olundu. 1903 yılında aynı idarede başkâtip oldu.
Bu sıralarda gizli olarak çalışan İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne intisap eden Talât Bey bunun meydana çıkmasıyle görevinden azledildi.
Politika yüzünden başına hayli işler açılan Talât Bey, 1908 devriminden sonra İttihat ve Terakki’nin Edirne mebusu olarak Parlâmentoya girdi ve Meclis Reis Vekilliğine getirildi.
İttihat ve Terakki, İkinci Meşrutiyetin ilânından sonra bir siyasî parti gibi taazzuv edememiş bulunduğu cihetle kurulan hükümetler yine eski devlet adamlarına dayanmıştı. Ancak Balkan Harbinden sonra Edirne’nin kurtarılması bahane edilerek tertiplenen Bâbıâlî baskınından sonradır ki Talât Paşa ve arkadaşları hükümette görev almaya başlamışlardı.
1909 yılında Enver Bey, Bâbıâli’de yaptığı darbe neticesi Sadrâzamdan istifanamesini alıp saraya Padişaha götürmüş, Talât Bey de orada kalarak bütün vilâyetlere, Dahiliye Vekili imzasını kullanarak telgraflar göndermiş, iktidar değişikliğini bildirmişti. Sadrâzam Mahmut Şevket Paşa’nın bir suikast sonucu vurularak öldürülmesi üzerine kurulan yeni kabineye Dahiliye Nâzırı olarak giren Talât Paşa daha sonra Posta ve Telgraf Nazırlığına getirildi. Mecliste İttihat ve Terakki’nin reisliğine de seçilen Talât Paşa daha sonra tekrar Dahiliye Vekili oldu.
Osmanlı İmparatorluğunun Birinci Dünya Savaşına katılmasında Enver ve Cemal Paşalar ile birlikte Talât Paşa’nın da büyük rolü olmuş ve harbe katılmamız ile bunun doğurduğu büyük felâketin bütün sorumluluğu bu üç kişiye yüklenmişti.
İttihat ve Terakki’nin merkez binasında kendisine sadrazamlık teklif edildiği zaman arkadaşlarına samimiyetle söylediği şu sözler pek meşhurdur:
Talât Paşa’nın bu yoldaki direnmesine rağmen arkadaşlarının ısrarı karşısında sadrazamlığı kabul ettiği bilinir.
Mevki ve para hırsı olmayan Talât Paşa’nın son derece dürüst ve namuslu bir insan olduğu da gerçektir. Savaş yılları boyunca diğer vükelâ ve devlet ricali francala yerken o vesika ekmeği yemiş ve bütün ailesi efradına da bunu yedirmişti.
Sadrâzam bulunduğu günlerde, Sultan Reşat’ın kendisine armağan ettiği altın cep saatini rehin vererek ay başını bununla getirdiği de kesinlikle bilinen bir hakikattir.
İlerici ve reformcu bir görüşe sahip olan Talât Paşa, geçmişin geleneklerini, gelecek uğruna fedaya her zaman için hazırdı. Memleketin ilerlemesi için ferden olgunlaşmak ve batının yeniliklerini tereddütsüz kabul etmek, ilme ve ahlâka sarılmak gerekeceğine daima inanmıştı.
Birinci Dünya Savaşının sürdüğü günlerde bir kongrede söylediği şu sözler pek ilginçtir:
Belki yeterince tahsil yapabilmiş bir devlet adamı değildi ama zekasıyla başarıya ulaşmasını bilmiş, dürüstlüğü ile de tanınmış ve sevilmişti.
Sevimli, faal ve vatanperver bir idealist olan Talât Paşa Fransızca ve Rumca konuşur, Arapça ve İngilizceden de anlardı.
Mütarekeden sonra İttihat ve Terakki’nin ileri gelenleri yurt dışına kaçarken Talât Paşa da Berlin’e gitti ve orada yerleşti.
15 mart 1921 günü Berlin’de dolaşırken sokakta Tayliryan adında bir Ermeni komitecinin kurşunlarına hedef oldu ve kanlar içinde yuvarlandığı kaldırımlar üzerinde son nefesini verdi…
Vefatından sonra en ufak bir serveti dahi çıkmayan Talât Paşa’nın büyük bir maddî sıkıntı içinde yaşadığı anlaşıldı. Koskoca Osmanlı imparatorluğunu Almanya’nın yanında savaşa sokmasına rağmen, kendisini vuran Ermeni komitecisini Alman hâkimleri beraat ettirdiler. Bu da «İttihat ve Terakkinin son sadrâzamı olan Talât Paşa’nın talihinin bir diğer hazin tecellisi olmuştu şüphesiz…
Kaynak: 100 Ünlü Türk, Vikipedi,