admin | 23 Temmuz 2017 | Eğitim, Genel, Tarih
1506-1579 yılları arasında yaşamıştır. Devşirme oğlanı olarak gelip üç padişaha veziriâzamlık yaptı, Bosna’nın Sokoloviç kasabasında doğdu, Edime Sarayı’nda yetişti. Saray Kapıcıbaşılığı, Kaptanı Deryâlık ve Rumeli Valiliği yaptı. Tamşvar kalesinin alınmasında gösterdiği başarıdan ötürü vezir, 1564’te de veziri âzam oldu. Kanuni, II. Selim ve III. Murat’a veziri âzamlık yaptı. Deli olduğu söylenen bir Boşnak tarafından hançerlenerek öldürüldü. Türbesi Eyüp Sultandadır.
Sokullu Mehmet Paşa büyük devlet adamı, adamı şahsiyeti, tarihimiz sayfalarını kaplayan çeşitli önemli olaylar, yine tarihimize geçmiş büyük sözleri ile olduğu kadar, gerçekleştiremeden öldüğü iki büyük projesi ile de görülür. Bu projeler, dünyanın en büyük iki kanalının acılmasıyle ilgilidir. Birincisi, Don ile Volga ırmaklarını birbirine bağlayacak olan kanaldı. Bu kanal açılabilseydi, Karadeniz’deki Türk Donanması’nı kolaylıkla Hazar Denizi’ne indirmek mümkün olacaktı ki, bu da Türklerin tekrar Orta Asya’ya sarkmalarını gerçekleştirecekti. ikinci proje ise Süveyş Kanalı’nın açılmasıydı. Bu takdirde Akdeniz’deki Türk Donanması rahatlıkla Hint Okyanusu’na hâkim olabilecek ve dünyanın en zengin ticaret yolu Türk hâkimiyeti altına girecekti. Bu iki büyük kanalla ilgili bütün projeler hazırlanmış, hattâ Don – Volga kanalının açılması işine dahi başlanmıştı. Ancak beklenmedik ölümü bu projelerin gerçekleşmesine engel oldu.
Sokollu Mehmet Paşa, geceleri çok erken yatar; sabah olmadan kalkıp ibadetini yaptıktan sonra kâtibine özellikle tarih kitaplar okutarak bunu can kulağı ile dinler ve tarihte geçmiş her olaydan bir ibret dersi çıkarmaya çalışırdı. Bir sabaha karşı kâtibine «Kosova harbini oku» demişti. Kâtip bu büyük savaşın hikâyesini okumaya başlamış, sıra Murat Hüdavendigâr’ın zafer meydanında bir Sırplı tarafından hançerlenerek öldürülüşüne geldiği zaman Sokollu hıçkırıklarını tutamamış ve ellerini açıp, «— Yarabbim, bana da böyle bir şehadet nasip eyle!» diye dua etmişti. Ve o gün ikindi üzeri «Divan» toplantısından çıktığı sırada, oraya kadar nasıl girdiği belli olmayan meczûp bir derviş tarafından hançerle kalbinden vurulmak suretiyle öldürüldü.
Veziri âzamlığa, «Cihan Padişahı» olarak anılan Kanunî Sultan Süleyman tarafından getirilmiş ve bu ulu hâkana iki yıl hizmet etmişti. İhtiyar padişah, on üçüncü ve sonuncu seferi sırasında Orduyu Hümâyûn Zigetvar önünde savaşırken hastalanıp yatağa düşmüş ve Zigetvar düşmek üzere iken otağında son nefesini vermişti. Sokollu, zekâ ve dirâyetini bu kritik anda göstermesini bilmiş ve hünkârın vefatını bütün ordudan saklamayı başarmıştı. Hattâ asker şüphelenip de maneviyatı bozulmasın diye, Kanunî Sultan Süleyman’ın kaftanını giyerek otağın önünde bile bizzat durduğu olmuştu.
Sokollu, Kanunî’nin oğlu II. Selim’in damadı idi. Ulu hakanın vefatından sonra, kendisinden onsekiz yaş küçük olan kayınpederinin İstanbul’da tahta çıkması ve sonra Macar ovalarındaki Orduyu Hümayûn’a yetişmesine kadar geçen 51 günlük zaman zarfında Kanunî’nin ölüm haberini askerden gizledi. Bu sürenin içinde Zigetvar fethedilmiş ve Macar ovalarındaki Türk hâkimiyeti bu zafer ile perçinlenmişti. Kayınpederinin hükümdarlığı sırasında koskoca imparatorluğu yöneten kişi olan Sokullu, II Selim’in vefatından sonra tahta çıkan II. Murat’a da beş yıl vezir-i âzamlık yaptı.
Kıbrıs adasında çetin savaşlar cereyan ederken Venedikliler Lepanto’da Türk Donanmasına ağır bir darbe indirmişlerdi. Veziri âzamin bu sırada huzuruna kabul ettiği Venedik elçisine şu sözleri pek meşhurdur:
«— Biz Kıbrıs adasını almakla sizin bir kolunuzu kestik, siz ise Lepanto’da donanmamızı imhâ etmekle bizim sakalımızı kestiniz. Traş olan sakal daha gür biter, fakat kesilen kol yerine gelmez…»
İnebahtı yenilgisinden sonra tersanede, Türk Donanması’nm yeniden ihyâsına çalışılırken, Kaptan-ı Deryâ Kılıç Ali Paşa’nın büyük bir bedbinlik içinde, gemiler yapılsa bile, bunlara lenger (çapa), palamar (halat) ve yelken teminine imkân olmadığını söylemesi üzerine Sokollu’nun büyük bir hiddetle Kaptan-ı Deryâ’ya şu haykırışı da tarihe geçmiştir:
«— Bre paşa… Sen henüz bu devlet-i âliyeyi bilmemişsin. Böyle itikat eyle. Bu devlet ol devlettir ki, murâd edinirse cümle donanmasın lengerlerin gümüşten, resenlerin ibrişimden, yelkenlerin atlastan itmekte (etmekte, yapmakta) güçlük çekmez. Hangi geminin mutâd üzere alâtı ve yelkeni yetişmezse benden alırsın…»
Sokollu Mehmet Paşa’nm bu sözlerinde devletin ihtişamı olduğu kadar kendi şahsî servetinin de büyüklüğü gizlidir. İki metreye yakın boyu ile Osmanlı tarihinin en uzun boylu devlet adamı olan Sokollu ayni zamanda devrinin en zengin insanı olarak da tanınmakta idi.
Kaynak: 100 Ünlü Türk, mynet, Osmanlı Tarihi,