admin | 18 Aralık 2018 | Bilim, Bilim Adamları ve Kaşifler, Fen Bilimleri, Genel
Kimyasalları organik ve inorganiğe ayıran dirimselci görüş, sadece canlı dokunun organik moleküller yaratabileceğini ileri sürüyordu.
Ancak 1828’de Wöhler o zamanlar organik bir bileşim oluşturmakla hiç uğraşmasa da bunun tersinin doğru olduğunu buldu. Kesinlikle inorganik bir madde olarak kabul edilen amonyum siyanatı ısıtıyordu ve idrarla dışarı atılan (insan idrarı dahil) en temel memeli atık maddesi olan üreye benzeyen kristallerin oluştuğunu buldu. Kristalleri test etti ve üre olduklarını gördü.
Hem amonyum siyanat hem de ürenin aynı atomlardan oluşan molekülleri vardır (iki nitrojen, dört hidrojen, bir karbon ve bir oksijen), yalnız farklı şekilde düzenlenmişlerdir. Bunlar izomerdirler. Buna rağmen amonyum siyanat inorganik olarak kabul edilir, dokuda bulunmaz ve kimyagerler tarafından laboratuvarda yapılabilir, günümüzde üre de bu şekilde yapılabilir.
22 Şubat 1828’de Wöhler, keşfini Berzelius’a bildirdi ve
Berzelius keşfin doğruluğunu kabul etti. Bundan sonra başka kimyagerler de organik bileşimleri sentezle birleştirmek için çalışmaya başladılar ve başarılı oldular. Dirimselciliğin bir başka kalesi daha çökmüştü.
Kaynak: Bilim ve Buluşlar Tarihi, Vikipedi,