admin | 28 Temmuz 2017 | Edebiyat ve Türkçe, Genel, Sanat, Sinema ve Dizi, Tarih
1896-1953 tarihleri arasında yaşamıştır. TANINMIŞ gazeteci ve «Hürriyet» gazetesinin kurucusu. İstanbul’da doğdu, köklü bir aileye mensuptur. Türk gazeteciliğinde adeta bir devrim sayılan «Hürriyet» gazetesiyle halka dönük bir eser yaratırken Tiirkiyemizde yiizbinlerin üzerinde gazete satılabileceğini ispatlamıştı. Halka dönük yazılarıyla da sevilmiş bir gazeteci olan Sedat Simavi karikatürleri, roman ve piyesleriyle de ün yapmıştı. 1953 yılında vefat etti. Kabri Kanlıca’dadır.
HÜRRİYET kahramanlarından Mithat Paşa’nın yakınlarından olup Abdülhamid devrinde hayatını sürgün olarak gönderildiği çeşitli yerlerdeki mutasarrıflıklarla geçiren ve nihayet Sakız adasında vefat eden Hamdi Simavi Bey’in oğlu olan Sedat Simavi İstanbul’da dünyaya gelmişti. Tahsil hayatına Saint Joseph Fransız Frerler mektebinde başladı, bilâhare Galatasaray Lisesi’ne geçip oradan mezun oldu.
Yaşı müsait olmadığı için Birinci Dünya Savaşı’ na katılamadı, ancak gönüllü hastabakıcı olarak vatan hizmetinde bulundu. Daha sonraları bir süre Galatasaray Lisesinde tarih öğretmeni olarak vazife gördü.
1332 (1916) yılının haziran ayında «Hande» adlı haftalık mizah gazetesinin imtiyazını alarak basın sahnesine ayak bastı. Ankara Caddesi’nde bir Ermeni vatandaşın kırık dökük matbaasında «Hande» nin ilk sayısı hazırlanıyordu. Dergi, İstanbul’da müttefik devlet mensuplarının da bulunduğu gözönüne alınarak Türkçe – Almanca yayınlanacaktı. «Hande» nin sözlük anlamı, memleketin 1. Dünya Savaşı’mn başlamasıyle beraber unuttuğu «gülme» idi. Ve okuyucularına:
«Bırakınız, tabiatın gözlerine gizli bir siyah gözlük takarak dünyaya yolladığı bedbinler ve yüzlerinin derisiyle dudaklarının kenarlarını fazla gerdiği abuslar inkâr etsinler; ben, bütün insanların en munis ve en sevimli dostuyum. Aynı zamanda şen ve hükmeden bir dost.»
Sedat Simavi, «Sakın gülünç olma. Güldürücü ol.» düsturuyle derginin yolunu çizmişti. Sorumlu müdürü Feridun Kandemir’di. Halk tarafından tutulan «Karagöz» gazetesinin havasını verdiği gazetesinde karikatürleri bizzat Sedat Bey yapıyordu. Fazıl Ahmet Aykaç, Asım Us da yazı ailesindendi. Sedat Simavi, bu yazarlara yazıları yayınlansın veya yayınlanmasın yazı başına bir gümüş mecidiye verirdi… Yazara daima peşin ödenen bu ücretle bugün dahi tam olarak uygulanamayan patron-yazar ilişkilerini o zamanlar ayarlayan Sedat Simavi, bu düzeni ömrünün sonuna kadar uyguladı ve böylece girdiği basın hayatında birçok dergi ve gazete çıkardı.
Onun kişiliğini anlamak için aşağıdaki belge pek önem taşır:
Sevr andlaşmasınm imzalandığı günkü İstanbul gazeteleri büyük başlıklarla artık savaşın sona erdiğini halka müjdelerken, Sedat Simavi aynı günkü «Güleryüz» adlı gazetesinde şu manşeti vermişti: «Savaş bitmemiştir, bu millet zincire vurulamıyacaktır!»
Gerçekten de Türk milleti zincire vurulamamış, İstiklâl Savaşı’yle millet bağımsızlığına kavuşmuştu.
Sedat Simavi’nin çıkardığı dergiler arasında en çok sevilip tutulanı hiç şüphe yoktur ki devrin en modern dergisi bulunan «7 Gün» olmuştur. «Hürriyet» gazetesi ise onun son 59’uncu imtiyaz hakkını aldığı en büyük eseridir.
Türk gazeteciliğine batılı anlamıyle durmadan uyguladığı yenilikler nedeniyle «Hürriyet» pek kısa bir zaman içinde Türkiye’nin en çok okunan gazetesi haline geliverdi.
Zamanı için gayet modern hava taşıyan «İnci», «Diken», «Karikatür» ve nihayet bir devre adını veren «7 Gün» gibi mecmualardan sonra 1948 yılında yayınlamaya başladığı «Hürriyet» gazetesi ile Türk basınına büyük bir reform getiren Sedat Simavi, Türk gazeteçiliğine renkli baskı, ilâve mecmua ve resimli roman tiryakiliğini getiren kişi de oldu.
Sedat Simavi’nin gazetecilerin örgütlenmesi yolunda göstermiş olduğu büyük ve olumlu çabalar da asla unutulamaz. Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucu başkanı olan ve uzun yıllar başkanlık görevinde kalan Sedat Simavi, tek parti devrinde dahi büyük bir cesaretle mesleği ve meslekdaşı adına mücadele göstermiş, bu uğurda büyük feragatla çalışmıştı.
Hürriyet gazetesindeki halka dönük başyazıları ile de çok sevilen ve tutulan Sedat Simavi, memleket dâvalarım halkın diliyle halka indirip onların ilgisini uyandırmasını bilmişti. Kıbrıs dâvası bunların en önemlisidir. Devrin Türk hükümetleri böyle bir dâvanın varlığını inkâr ederlerken o yazılarında bu tehlikeyi belirtmiş ve bu uğurda mahkemelere bile düşmüştü.
Genç sayılacak bir yaşta vefatında bu mücadeleli yaşantısının da önemli rolü vardır muhakkak ki.
Sedat Simavi’nin karikatür ve gazetecilik çalışmalarının yanısıra tiyatro alanında gösterdiği çabalar da asla küçümsenmiyecek bir nitelik taşır.
Kaynak: 100 Ünlü Türk, Vikipedi, Sinematürk,