admin | 28 Temmuz 2017 | Genel, Siyaset, Tarih
1899-1961 tarihleri arasında yaşamıştır. BİR devre adını veren siyaset ve devlet adamı. Aydın’da doğdu. Annesi çevrenin en köklü bir ailesinden olup Ali Rıza Paşa’nın kızıdır. Babası Ethem Bey ise Aydın’da Tahrirat Kâtipliği yapmış, bilâhare çiftçiliğe başlamıştı. Ailesinin tek çocuğu idi. İzmir ve Aydın’ın işgali sırasında Yunanlılara karşı kurulan mukavemet hareketlerine yedek subay olarak katıldı. Ege’nin en eski ailelerinden Evliyazâdelerinin kızı ile evlendi ve üç oğulları oldu
POLİTİKA hayatına 1930 yılında Fethi Okyar’ın kurduğu Serbest Fırka’ya girerek atılmıştı. Serbest Fırka’nın Ege çevresinde gördüğü büyük ilgi, Çakırbeyli çiftliğinin sahibi Adnan Bey’i de bu partinin saflarına çekmişti. Ancak ne var ki Serbest Fırka çok geçmeden kendisini feshetmişti. Atatürk, bu partinin yarattığı büyük muhalefet cereyanının ana sebeplerini aramak için çıktığı Ege gezisi sırasında Aydın’a uğradığı zaman genç Adnan Menderes’i de tanımıştı. Atatürk, sorduğu sorulara gayet cesurane ve mantıkî cevaplar veren bu gencin üzerinde bilhassa durmuş ve çok geçmeden kendisine Cumhuriyet Halk Partisi’ne katılması teklif edilmişti. Halk Partisi’ne intisap eden Adnan Menderes, 1931 seçimlerinde aday gösterilmiş ve milletvekili olarak parlâmentoya katılmıştı.
Adnan Menderes’in Meclis’e girdiği günden 1946’da Demokrat Parti’nin kuruluşuna kadar geçen uzun ve kesintisiz milletvekilliği hayatı, kendi deyimi ile «Kendi kendini yetiştirme devresi» oldu. Bu yıllar içinde bir yandan Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirirken bir yandan da parti ve parlâmento içinde Türk sporunun ana meseleleriyle uğraştı. Eski bir sporcu idi, İzmir Karşıyaka takımında futbol ve basketbol sporlarıyle meşgul olmuştu İzmir’de geçen tahsil devresi sırasında.
Kendi kuşağının hükümet koltuklarını paylaştıkları Saraçoğlu devrinde, Toprak Kanunu gibi bazı hareketler Menderes’i Halk Partisi içinde muhalefet safına itmiş ve sesi duyulmaya başlamıştı.
Celâl Bayar’ın bir muhalefet partisi kurma niyetini açıklamasından sonra, meşhur dörtlü takrire imzasını koyarak CHP’den gürültülü bir şekilde ayrıldı ve Demokrat Parti’nin kurucuları arasına katıldı. O günden sonra adı Celâl Bayar, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü ile birlikte duyulmaya başladı.
1946 seçimlerini Demokrat Parti kazanamamıştı ama Adnan Menderes’in adı bütün memlekete yayılmıştı. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi. Ve DP’nin on yıl süren iktidarının ilk ve son başbakanı oldu.
Menderes enerjik bir başbakan olarak o zamana kadar alışılagelmiş düzenden dışarı çıkmasını başarmış, halkla ilişkilerini son günlerine kadar devam ettirmesini bilmişti. 27 yıllık bir iktidarın verdiği bıkkınlığın yanısıra devrimciliği, büyük bir dünya savaşını karşılamak ve onun dışında kalmak gibi çok sıkıntı ve fedakârlıklara göğüs gerilmesini gerektiren bir devirden arda kalmış CHP ister istemez, DP’nin tam tersine, çok bürokratlaşmıştı. Ona oranla halka dayanmasını beceren bir partinin başında Menderes hiç kuşku yok ki büyük ve bulunmaz bir şansa sahipti. Ne var ki serbest teşebbüs ve özel sektöre öncelik tanıyan Menderes politikasının ilk hızı kaybolup birçok eski arkadaşları Menderes’ten ve partisinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başlayınca gittikçe yalnızlaşan dinamik ve enerjik adamda bir hırçınlaşma başgösterdi. İktisadî durum da onun iktidarının ilk yıllarındakinden çok farklı bir manzara arzediyordu. Ve Menderes ile memleket aydınları arasında aşılmaz engeller meydana gelmeye başladı.
Nihayet söz, fikir ve basın özgürlüklerini kısıtlayan kanunların çıkışıyle öğrenci hareketlerinin patlak vermesi Adnan Menderes’i birdenbire güç bir duruma sokuverdi. Bu arada Atatürk devrimlerini, millete malolanlar ve olmayanlar şeklinde bölmüş olması da uzlaşmazlığı gittikçe derinleştiriyordu.
İşte Demokrat Parti’nin dört kurucusundan biri genel başkanı ve on yıllık başbakanı olan Adnan Menderes 27 Mayıs 1960’a böyle geldi, 27 Mayıs Devrimi’yle beraber, anayasayı çiğnemek suçundan bütün arkadaşlarıyle birlikte Yassıada’da kurulan Adalet Divanına sevkedildi. Yapılan duruşmaları sonunda suçlu görülerek idamı mahkûm edildi.
1 yıl 3 ay 21 gün Yassıada’da mevkuf kalan Adnan Menderes, hakkındaki idam kararının tasdikinden 36 saat sonra 17 eylül 1961 pazar günü öğleden sonra mahkûmlar adası İmralı’da asılmak suretiyle idam olundu.
Mezarı, Yassıada’da kurulan Adalet Divanınca ölüm cezasına çarptırılan iki bakan arkadaşı Haşan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu ile birlikte İmralı adasındadır. Üç oğlundan Yüksel Menderes son yıllarda politika hayatına atılmış olup bir süre Adalet Partisi saflarında vazife gördükten sonra Demokratik Parti kurucuları arasına katılmıştır.
Kaynak: 100 Ünlü Türk,